Hillier Gölü
Baykal, Victoria, Titicaca, Michigan ve Tanganika, şu ya da bu nedenle muhtemelen dünyanın en ünlü gölleridir. Ancak gezegenimizde tuhaf özellikleri sayesinde kendi ışıklarıyla parlayan ama pratikte bilinmeyen buna benzer başka su konsantrasyonları da vardır. Sularda yaşayan farklı organizmalar, bunların bileşimi ve yüksek sıcaklıkların etkisi, bu duruma neden olan faktörlerdir. Dünya çapında güzel ve rahatsız edici renkli göller var.
Hillier Gölü (Avustralya)
Yemyeşil ormanlarla çevrili olan bu bölge, 200 yıldan fazla bir süre önce La Recherche takımadaları adasının en yüksek zirvesine yapılan tırmanış sırasında Flinders keşif gezisi tarafından keşfedildi.
Kendine özgü sakız pembesi rengi, tuzlu kıyılarında hayatta kalan bir tür bakteriden kaynaklanmaktadır. Gerçek şu ki, havadan bakıldığında Hillier'in pembe suları, bitki örtüsünün yeşili ve okyanusun mavisi karşısında göze çarpıyor. Bu göl Batı Avustralya kıyısında, Esparance gibi aynı renkteki diğer göllerin yakınında yer almaktadır.
Clicos Gölü (İspanya)
Lake de los Clicos, Yaiza belediyesinin batı kıyısında, Los Volcanes Tabiat Parkı içinde yer almaktadır. Clicos, antik çağlarda çok bol miktarda bulunan, yenilebilir bir kabuklu deniz hayvanı türüdür ve artık nesli tükenmiş olmasına rağmen lagün bu adını korumaktadır. Bu gölü özel kılan şey, çok sayıda bitki organizmasının askıda bulunması nedeniyle zümrüt yeşili sularıdır.. Bu göl, yeraltındaki çatlaklarla denize bağlanmakta ve buradan kumsalla ayrılmaktadır. Koruma alanı olduğundan denize girmek yasaktır.
Kelimutu Gölleri (Endonezya)
Endonezya'nın güzel Flores adasında Kelimutu yanardağı ve rengi değişen üç gölü bulunur: turkuazdan kırmızıya, koyu mavi ve kahverengiden geçen. Bu olay, yanardağın içinden yüksek sıcaklıklarda ortaya çıkan ve farklı kimyasal reaksiyonlara neden olan buhar ve gaz karışımlarından kaynaklanmaktadır.
Aktif bir yanardağ olmasına rağmen son patlaması 1968 yılında olmuştur. 1992 yılından bu yana yanardağlar ve çevresi Milli Park ilan edilmiştir.
Laguna Verde (Bolivya)
Potosí Yeşil Lagünü, Bolivya Altiplano'da, Eduardo Abaroa And Fauna Ulusal Koruma Alanı'nda bulunan bir tuzlu su lagünüdür. Çevredeki manzara neredeyse çöldür ve gazlar, fumaroller yayan düzinelerce küçük krater ve kaplıca havuzlarından oluşan bir jeotermal alandan oluşur.
Licancabur Yanardağı'nın yansıdığı yeşil ve tuzlu sulardan oluşan bu doğa harikasında, And flamingolarının büyük kolonileri yaşıyor ve burası büyük bir turizm merkezi haline geldi.
Natron Gölü (Tanzanya)
Natron Gölü, Kenya ile Tanzanya sınırında, Büyük Rift Vadisi'nin yukarısında yer alan, karayla çevrili bir tuzlu su gölüdür. Alkali suları, çevredeki dağlardan göle akan sodyum karbonat ve diğer mineral bileşikleri nedeniyle 10.5 gibi inanılmaz bir pH değerine sahiptir. O kadar yakıcı bir sudur ki, kendisine yaklaşan ve zehirlenerek ölen hayvanların derilerinde ve gözlerinde ciddi yanıklara neden olabiliyor. Bu taraftan, Natron Gölü ülkedeki en ölümcül göl unvanını kazandı.
Gölün bir diğer özelliği ise alkali tuzun oluşturduğu kabuğun, burada yaşayan mikroorganizmalar tarafından bazen göle kırmızı veya pembemsi, hatta alt kısımlarda turuncu bir renk vermesidir.
Moraine Gölü (Kanada)
Bu güzel göl buzul kökenlidir ve Alberta'nın Banff Ulusal Parkı'nda yer almaktadır. Turkuaz suları eriyen buzlardan geliyor. Çevresi, Rocky Dağları'nın muazzam zirveleriyle çevrili On Tepeler Vadisi'nde yer aldığından gerçekten etkileyicidir. Göl, güneşin doğrudan üzerine geldiği gün boyunca en parlak şekilde parlar, bu nedenle sabah ilk iş, suyun daha şeffaf göründüğü ve onu çevreleyen manzarayı yansıttığı zaman ziyaret etmeniz önerilir.
Moraine Gölü'nün çevresini keşfetmek için birçok yürüyüş yolu vardır. Aynı Banff parkında Peyton Gölü ve Louise Gölü de göze çarpıyor, aynı zamanda güzel.
Irazu Yanardağı (Kosta Rika)
Irazú, Kosta Rika'nın en büyük yanardağı ve başlı başına bir turistik cazibe merkezidir. Yine de, Kraterinin içindeki göl de, özellikle suyun yoğun yeşilimsi rengi nedeniyle yoğun ilgi görüyor.sudaki ışık ve minerallerin birleşiminin sonucudur. Yanardağ aktif ancak 1963'ten bu yana herhangi bir patlama yaşanmıyor.
Gidilecek en iyi aylar Mart ve Nisan aylarıdır çünkü çok az yağmur vardır ve ziyaretçiler hava açıksa Irazu'dan Atlantik Okyanusu ve Pasifik Okyanusu'nu gözlemleyebilirler.